Tarihsel süreçte birçok mimari eser bugün dahi bizleri hayretler içerisinde bırakmaya yetiyor. Antik Mısır, Roma, Antik Yunan, Sümerler ve İnka Uygarlığı gibi birçok uygarlık bize miras bıraktıkları mimari eserler ile bizleri büyülemeye devam ediyor. Antik Yunan’ın mimari özelliklerini yansıtan Stoa’lar da tarihi içinde barındıran eserler arasında yer alıyor. Antik Yunan’a doğru tarihsel ve mitolojik bir yolculuk yapmaya ne dersiniz?

Stoa nedir?

Döneminin en gelişmiş medeniyetleri arasında yer alan; eğitime, felsefeye, bilime ve tarihe büyük önem veren Antik Yunan günümüzün akademilerinin de temelini attı. İnsana ve dünyaya dair çağının ötesinde izler bırakarak örnek bir medeniyet olan Antik Yunan’da Stoa’lar da dikkat çeken eserler arasında yer alıyor. Stoa’lar bir sokak ya da Agora’nın yanında yer alan, üstü kapalı sütunlu galeriler olarak tanımlanıyor.

Yönetim ve ticaret merkeziydi

Antik çağ kentlerinde, halkın özellikle güneş ve yağmurdan korundukları ve dinlendikleri, uzun kenarlarından biri duvar ya da dükkân sırasıyla bir sokağa ya da meydana açılan, önünde bir sütun dizisi bulunan, üstü örtülü, tek ya da iki katlı yapı türüdür. Ayrıca Stoa’lar yönetim ve ticaret merkezi olup halka açık yerlerdi. Stoalar çoğunlukla kutsal alanlarda yer almıştır. Stoa mimarilerinin öncülerine Mısır’da tapınakların avlularında, Minos ve Myken saraylarındaki Stao’lar örnek olarak verilebilir.

Sosyal etkinlikler için de kullanıldı

Stao’lar sadece kutsal ve ticari anlanma değil, sosyal etkinlikler için de oldukça kullanılıyordu. Örneğin halk Stao’larda toplanıp konuşmalar yapardı, filozoflar buralarda öğrencilerine dersler verirdi, hatipler halkla buradan seslenirdi. Stoalar özelliklerine ve kullanım alanlarına göre isimlendirilirdi. Anadolu’daki bazı güzel Stao örnekleri Priene, Pergamon ve Miletos Stoa’larıdır. Ayrıca Stao’lar mimari olarak da oldukça kıymetli yapılardır. Günümüzde hala mimari alanda öğrencilerin ve mimarların incelediği ve esinlendiği Stao yapıları vardır.

Stoa felsefesinin kariyerize katkı sağlayacak ana öğretileri:

• Dünya son derece öngörülemez olaylarla doludur.
• Dışarıdaki olayları kontrol edemeyiz ve mutluluğumuzu bu olaylara endekslememeliyiz.
• İnsan olarak hayatımız, bu kaotik dünyada aslında kısacık bir andır.
• Güçlü, kontrol sahibi ve sebatlı olmak önemlidir.
• Mutsuzluğun ana nedeni, mantık yerine hislerimize ve iç güdülerimize anlık yenilgilerdir.
• Bir erdem/ideal için yaşamak en büyük mutluluktur.
• Doğadan gelen her şeye boyun eğmeli, insandan gelen her şeye karşı konmalıdır.
• Zevk arzusu veya acı korkusu tarafından kontrol edilmeye izin verilmemelidir.
• Etrafımızdaki dünyayı anlamak için aklımızı kullanmalı, tabiatın planında kendimize düşen görevi yapmalıyız.
• Beraber çalışıp başkalarına karşı dürüst ve adil olmalıyız.

İş dünyasında en yaygın haberleşme aracı olarak kullanılan e-postalar çalışma tarzımızı da değiştirdi. E-postalar sayesinde daha güvenli ve daha hızlı şekilde iletişim kurabiliyoruz. Hem iş hayatımızda hem özel hayatımızda iletişim kanalı olarak kullandığımız e-postalar her ne kadar kolay ve hızlı bir süreç gibi gözükse de, özellikle yoğun iş günleri içerisinde zaman zaman çok yorucu bir hal alabiliyor. Bu yoğunluk içerisinde bazı önemli mailler gözümüzden kaçabiliyor.

E-postanızı gün içerisinde sık sık kontrol edin

E-postaların ve mesajların birikmesini önleyecek en etkili yöntem, gün içerisinde mailinizi sık sık kontrol etmektir. Böylelikle anlık aksiyon almış olursunuz ve anlık cevaplanması gereken mesajları hemen görüp cevaplayabilirsiniz. E-postalarınızın kontrolünü ve yanıtlanmasını geciktirmeniz size kısa vadede bir rahatlık sunacaktır. Uzun vadede ise, tekrar geriye dönüp hepsini baştan sona incelemeniz sizi daha çok yoracaktır. E-posta kontrolünüzü sık sık gerçekleştirmelisiniz.

E-postanızda bulunan gereksiz mesajları silin

Gün içerisinde mesaj kutumuza birçok farklı mail gelebiliyor. İş dünyasının getirmiş olduğu yoğunluktan bazen bu mailleri görüp öteliyoruz bazen ise biriktiriyoruz. E-postalarımızı biriktirmemek adına işimize yaramayacak ve iş ile alakalı olmayan gereksiz mesajlarımızı silmeliyiz. E-postamızda biriken mesajlar uzun vadede gözümüzü yoracak ve sonrasında kendimizi kötü hissettirecektir.

E-postalarınızı sıfırlayın

Mail trafiğinin yönetimini sağlamak için belli bir düzen yaratabilmek adına e-postalarımızı düzenli olarak sıfırlamamız gerekiyor. Bu eylemi birkaç kez yaptıktan sonra e-postalarınız düzene girecek ve yeni düzene alışacaksınız.

Gereksiz üyeliklere son verin

Zamanında üye olduğunuz şu an ilgilenmediğiniz üyeliklerden çıktığınızda e-postanızın hafiflediğini, günlük maillerinize daha rahat hakim olduğunuzu göreceksiniz. E-postalarınızın karmakarışık bir hal almasının önüne geçmek için üyeliklerinizi gözden geçirin.

E-posta dışında farklı iletişim yöntemleri kullanın

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte tüm işlerimizi e-posta yoluyla halletmeye çalışıyoruz. Bu durum mail trafiğini beraberinde getiriyor. Eğer telefonlaşma ya da yüz yüze iletişim kurma ihtimalimiz varsa onları değerlendirmemiz daha iyi olacaktır.

Ertelemenin etkilerini düşündünüz mü? Genellikle kimse bunu düşünmez. İnsanlar yan etkileri düşünmezler. Erteleme nedenleri herkes için farklıdır. Bazen yeni bir şey deneme korkusu olabilir. Belki de sadece bir kişi tembel olduğu için olabilir. Sebep ne olursa olsun ertelemenin zararlı etkileri vardır. İşte ertelemenin kariyerimize olan negatif etkileri…

Değerli zaman kaybı

Kariyerinize yönelik aldığını kararları ertelemek size büyük ölçüde zarar verebilir. Bir anda her şey için geç kaldığınızı düşünebilirsiniz. Bu korkunç duygu sizi büyük ihtimalle depresyona sokacaktır. Fakat hiçbir şey için geç kalmadığınızın bilincinde olmalısınız. Aldığınız kararları ertelemeye ve bir an önce yola koyulmaya çalışmalısınız.

 Kaçan fırsatlar

Kariyerinizi olumlu yönde geliştirmek için aldığınız kararları ertelemeniz gelişiminiz üzerinde olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Bu süre içerisinde gelişiminize bağlı olarak birçok fırsat yakalama şansınızı da elinizde alacaktır. Çoğu fırsatın yalnızca karşınıza bir kere çıkabileceğini unutmayın.

Hedeflere ulaşmak

Teorik olarak, etrafınızdaki her şeyi değiştirmek için güçlü bir arzunuz olabilir, ancak ileriye doğru ilk adımı atmayı ertelememeniz bir zorunluluktur. İyi tanımlanmış hedefler, hayatımızı bir şekilde iyileştirir. Dolayısıyla kendinize koyduğunuz hedeflere ulaşmak için kendinizi durdurmamalı ve hedeflerinize giden bu süreci ertelememelisiniz.

Yıkılmış kariyer

Çalışma şekliniz iş sonuçlarınızı etkiler. Ertelemek, son teslim tarihlerini karşılamanızı veya belirlediğiniz hedeflerinize ulaşmanızı engelliyorsa, işinizi kaybetme ihtimaliniz artar. Uzun süreli ertelemelerin kariyerinizi olumsuz bir şekilde etkileyeceğiniz unutmamalısınız.

Azalmış benlik saygısı

Bazen düşük benlik saygısı nedeniyle erteleme olabilir. Erteleme güveni yok eder ve insanlar kendilerinde neyin yanlış olduğu konusunda şüphe duymaya ve sorular sormaya başlarlar.

Düşük benlik saygısı, yaşamları ve kariyerleri birçok yönden mahvedebilir. İnsanlar kendilerini geri tutar ve olması gerekenden daha az hisseder, bu da kendi kendini sabote eden eylemlere yol açar.

Çalışan bağlılığı üretken bir iş ortaya çıkarmak için kilit görevi görür. Kişi çalıştığı işe ve kuruma ne kadar bağlılık duyuyorsa verim ve üretkenlik o kadar yüksektir. Aynı zamanda motive şekilde iş yapanların hata oranı da oldukça azdır. İş veren çalışanına değerli ve önemli olduğunu hissettirdiğinde bu yapılan işe de yansıyarak size maddi ve manevi kâr olarak geri döner.

İyi bir yönetici olun

İyi yöneticiden kastedilen disiplinsiz herkesin kafasına göre davrandığı bir yönetim şekli değildir. İyi yönetici her zaman çalışanını tanır. Neyi sevip sevmediğini, onun motivasyonunu neyin bozduğunu ve neye yeteneği olduğunu bilerek çalışanını en verimli ve mutlu olabileceği pozisyona yerleştirir. Bunun sonucu iş verene yüksek verimlilik olarak yansır.

Çalışan motivasyonunu sağlayın

Çalışanlarınızı yüksek disiplinde sadece işe odaklarsanız bir noktadan sonra dikkatleri dağılacak ve baştan savma işler ortaya çıkacaktır. Onlara mola vermeleri için alan tanıyın. Hafta sonu yapılan kurum piknikleri, beraber vereceğiniz bir öğle yemeği, yılbaşı davetleri gibi özel günlerde yapabileceğiniz organizasyonlar çalışanlarınız için bir motivasyon kaynağı olacaktır.

Bağlılık fikrini çalışanlarınıza aşılayın

Kurumunuzda vereceğiniz kurum kültürünü tanıtan seminerler bu konuda oldukça yardımcı olabilir. Aynı zamanda çalışanlarınıza bu kurumun bir parçası olduklarını ve kurum için önemli olduklarını anlatın. Hata yapılsa bile bunu birini suçlayarak değil beraber oturup düşünerek çözeceğinizi çalışanınız bilmelidir.

Çalışanlarınızı takdir edin

Bu her ne kadar basit ve klişe gibi görünse de bağlılık oluşturmanın temel yapı taşlarından biridir. Başarılı işi tebrik etmeniz çalışanınızı mutlu ve motive edecektir. Sizden gelen takdir onun kuruma duygusal bir bağlılık hissetmesine yardımcı olur.

Yeniliklere ayak uydurun

Geleneksel yönetimin anlayışının dışına çıkmaya cesaret etmelisiniz. Günümüzün teknolojilerinden uzak bir iş hayatı düşünülemeyeceği gibi çalışanlarınızı da uzak tutmanız onların sıkılmasına ve kaçmasına neden olabilir. Gelişen teknolojilere ayak uydurarak onların da uyun sağlamasına yardımcı olarak çalışan bağlılığını sağlayabilirsiniz.

Gerek iş hayatımızda, aile içinde ve eğitim gördüğümüz kurumlarda daima yönetici insanlar olur veya bizlerin yönetici kılığına koyduğumuz insanlar vardır. İşveren, Baba, Müdür, Patron vb. genellikle yönetici kimliğine sahip insanlar olurlar. Bazı yöneticiler sakin olurken bazı yöneticiler biraz daha sert bir yönetim benimseyebiliyor. Peki bu yöneticilerle nasıl daha iyi iletişim kurarız?

Kişisel düşünmeyin

Şirketlerde, sınıflarda ve aile içinde birçok insan yer alır. Genellikle kalabalık ortamlar olduğu için yöneticiler, kişi üzerinden hitap etmek yerine genel olarak genele hitap ederler. O kalabalık ortamda bulunan herkesi içine alacak şekilde söylemlerde bulunurlar. Sizler de yöneticilerin söylediklerini kişisel algılayıp, kendi üzerinize alınırsanız bu sizinle yönetici arasında bir mesafe oluşturur. O yüzden yöneticiniz ile daha iyi bir iletişim kurmak için herkese hitap edilenleri kişisel düşünmeyin.

Empati kurmaya çalışın

Empati kurmak hayatın her yerinde önemli ve gerekli olduğu gibi yöneticiler ile aranızdaki iletişimi kuvvetlendirmekte de çok önemlidir. Yönetici insanlar, genellikle kafalarında birden fazla işi düşünüp kurguladığı için bazen birçok şeyi unutabiliyorlar veya aksatabiliyorlar. Sizler de yönetici insanların çok yoğun olduğunu ve birden fazla işle uğraştığını empati kurarak anlamaya çalışabilirsiniz. Yönetici ve çalışan arasında da empati kurmanın gerekli ve iletişim açısından çok önemli olduğunu bilmeliyiz. Kurduğunuz empati ile birlikte yöneticinizi daha çok anlar ve buna göre davranarak yöneticinizle daha sağlam iletişim kurabilirsiniz.

Aktif bir dinleyici olun

Bir toplantıda, eğitimde veya yapılan sohbetlerde en önemli şeylerden biri karşındaki insanı iyi bir dinleyici yani 3. seviye bir dinleyici olarak ona kendisini dinlediğini ondan bir şeyler edinmeye açık olduğunuzu göstermek çok önemlidir. Bu yüzden yöneticinizle kurduğunuz iletişimlerde aktif bir dinleyici olarak dinlediğiniz takdirde yöneticinizin dikkatini çekerek onunla daha iyi iletişim kurabilirsiniz.

Güvenilir olun

Hayatın genelinde güvenilir bir insan olmak her daim birçok avantajlar sağlamıştır. Bir yöneticinin en çok iletişim kurmak istediği insanlar güvenilir olan insanlardır diyebiliriz. Çalıştığınız iş yerinde yöneticinize güven hissi vererek, yöneticinizin gözünde daha fazla değer kazanıp daha çok iyi iletişim kurabilirsiniz.

Zaman zaman hepimiz içerisinde bulunduğumuz durumdan, yaşam şartlarımızdan, sahip olduğumuz standartlardan, yaptıklarımızdan, işimizden ya da çevremizdekilerden rahatsız olabiliriz. Hayatın normal akışı içerisinde bazı dönemlerde sıkılabilir ve farklı bir şeyler yapmak için arayışlara girebiliriz. Hayatımızı, belki de kökten ve baştan değiştirmek isteyebiliriz. Böyle durumlarda bireylerin hayatlarını ve kendilerini değiştirmeleri için göründüğü kadar kolay olmayabilir. Bu yazımızda sizlerle kendisini değiştirmek ve yeni bir yöne doğru yol almak isteyenler için önerilerimizi bulacaksınız.

Erken kalkan yol alır

Hayatın rutin akışı içerisinde artık birçoğumuz yapmak istediklerimiz, hedeflerimiz, hobilerimiz, sevdiklerimiz kısacası kendimiz için vakit bulamamaya başladık. Hayat artık o kadar hızlı akıyor ki birçok zaman bizler onun arkasından bakmak durumunda kalıyor ve hiçbir şeye yetişemiyoruz. Bunun önüne geçmek ve değişim için ilk adımı atmak adına kendinize biraz daha alan açmalı ve zaman yaratmalısınız. Buna ulaşmak için de yapacağınız şey erken kalkmak. Sadece sabahları birkaç saat erken kalkarak birçok şey için vakit yaratabilir, bu zamanı kişisel gelişim için kullanabilir ve değişim için çok daha fazla alanlara sahip olabilirsiniz.

İç sesinizi dinleyin

Çevrenizdeki herkes size öğüt verir, yol göstermeye çalışır ve hatta zaman zaman da işi biraz öteye taşıyarak hayatınıza karışır. Tüm bu çok sesliliğe belki iyidir ama kendinizi değiştirmek ve en doğrusunu bulmak için yapmanız gereken şey kendi içinizi dinlemektir. Sahip olduğunuz iç ses, yaşamınızın her anında size en doğruyu söyleyecek ve en iyi yönlendirmeyi yapacaktır. Hayatınızı değiştirmek üzere çıktığınız bu yolda kulağınızı iç sesinize verin ve onu dinleyin. 

Bol bol okuyun ve yazın

Belki de hayatını değiştirmek isteyenlere verilen en klişe tavsiyelerden biri de okumaktır. “Yeni ve farklı bir şeyler okuyarak ufkunu açabilir ve kendini geliştirebilirsin. Böylelikle daha mutlu bir insan olmak için de huzuru bulabilir ve yeni bir şeyler öğrenebilirsin.” cümlelerini sıkça duymanız mümkün. Okumak, tıpkı bir zaman makinesine binmişsiniz gibi sizi çok farklı mekanlara, olaylara ve kişilere götürerek yepyeni dünyaları tanımanızı sağlar. Hayatınızı daha farklı bir konuma getirmek ve kendinizi değiştirmek için siz de mutlaka bol bol okumalısınız. Hatta buradan elde ettiğiniz izlenimleri ve hislerinizi de kağıtlara döküp yazmalısınız. Bu şekilde hangi noktada olduğunuzu hatırlayabilir, yaşamınız için küçük bir arşiv tutabilir ve geleceğe dönük fikir ve hedeflerinizi yazabilirsiniz.

Mücadele etmeyi göze alın

Birçok kişiye içerisinde bulunduğu kabuğu kırmak ve konfor alanından dışarı çıkmak ürkütücü gelir. Ancak değişim ve yenilikler için yeni tecrübeler, deneyimler ve alışkanlıkları ırmak önemlidir. Siz de kendinizi değiştirmek istiyorsanız bu deneyimlere, zorluklara ve mücadelelere hazır olun. Kazandığınız her mücadele ve bu yola attığınız her adım, sizi bugünden daha ileriye taşıyacak ve bambaşka biri olmanızı sağlayacak. Değişimden ve kozanızın dışına çıkmaktan korkmayın.

Rutinlerinizi değiştirin

Yaşamımız boyunca hepimiz bazı alışkanlıklar edinir ve bunlarla birlikte yaşamaya alışırız. Hatta belirli bir süre sonra bu rutinler öyle bir hal alır ki sanki tüm hayat sadece bunlardan kurulu gibi düşünür ve herkesin aynı olduğunu sanarız. Ancak değişim için rutinlerin dışına çıkmak ve farklı şeyler yapmak gerekir. Birçok düşünür aynı şeyleri yaparak aynı sonuçlara ulaşmayı beklemeyi tamamen yanlış olarak yorumlar. Bunun için siz de değişimin arifesinde rutinlerinizi gözden geçirin ve hangilerini tümden atabileceğinizi, hangilerini de değiştirebileceğini hesaplayın. Kendinizi değiştirmeye yine kendinizden başlayın.

Mülâkatlar iş için adayın uygunluğunu ölçmek ve onu daha yakından tanıyabilmek adına yapılır. Adayın görüşme içerisinde takındığı tavır, duruş ve verdiği cevaplar işe alımda belirleyici olmaktadır. Adaylar bu tip toplantılarda oldukça gerilmekte ve asıl yansıtmak istediklerini işverene gösterememektedirler. Bireyin aday olduğu pozisyona uygunluğunun yanı sıra çalışma alanına uyum sağlayıp sağlayamayacağı da ölçülüyor. Adaylar o pozisyon için tek adayın kendisi olmadıklarını unutmamalı ve görüşmede farklarını göstermelilerdir.

Rahat olunmalı

Bireyin rahat olması, enerjik olması, kendini iyi ifade ediyor olabilmesi çok önemlidir. Saygılı ve rahat olmak işi almak için önemli bir artı puan oluşturur. Bu aynı zamanda işverene özgüveninizi de kanıtlar.

İşe odaklanılmalı

Yapılan araştırmalara göre bireyler mülâkat sırasında iş tanımlarından çok toplantıyı yapan kişiye odaklanmaktadır. Bu yanlış bir davranıştır. Bireyler görüşme sırasında karşı tarafta bulunan kişiye değil işle ilgili olan kısma odaklanmalıdır.

Soru sorulmalı

Bireyler mülâkat sırasında pozisyonu veya çalışılacak kurumla ilgili sorular sormaktan çekinmemelidir. Sorular bir araştırma sonucu ortaya çıkmış olmalıdır.  Sadece soru sormak için ilgisiz alanlar ile ilgili konuşulmamalıdır. Bu durum görüşmeyi negatif yönde şekillendirebilir. Sorular görüşmeye girmeden belirlenmiş olmalıdır. Bu durum görüşmeyi yapan insan kaynakları uzmanlarının kafasında olumlu bir imaj bırakmaktadır.

Gitmeden önce araştırma yapılmalı

Mülâkata gitmeden önce aday olunan pozisyon ve kurumla ilgili temel bilgilere sahip olunmalıdır. Bu bireyin işe ne kadar ilgi duyduğunu ve araştırmacı bir kişiliğe sahip olduğunu gösterir. Sorulması planlanan sorularda edinilen bilgilere göre şekillendirilmelidir. Hazırlanan sorular adayın bilgisini göstermek için fırsat yaratır.